Memurluk rahat diyorlar, seninki de iş mi diyorlar,
hep bir hor görme çabasına giriyorlar ama biz memurların zorluklarına kulak
asmıyorlar. İşte Türkiye'de Memur Olmanın 19 Zorluğu..
Memurluk rahat diyorlar, seninki de iş mi diyorlar,
hep bir hor görme çabasına giriyorlar ama biz memurların zorluklarına kulak
asmıyorlar...
Yani davulun sesi uzaktakilere biraz hoş geliyor...
İşte; "Türkiye'de Memur Olmanın 19 Zorluğu"...
1.
Herkesin sandığı gibi öyle kolay gelmemiştir
bu memuriyet. KPSS'de hatırı sayılır bir puan yapmak için aylarca ter dökmen
gerekmiştir. Birçok kişi o sınava girer ama gerçekten emek verenler bir yere
yerleşirler...
2.
Hatta üniversiteden sonra herkes tatil
yaparken; 1 puan daha yüksek almak için sen hala ders çalışmak zorunda
kalmışsındır.
3.
Memur olmanın zorluklarını memur
çocuğu olanlar daha iyi bilirler aslında. O günlerden aşinadırlar dışarıdan
zengin görünüp kendi içlerinde aza tamah etmeye.
4.
Garanti bir işin olsun, çalışma saatlerin
belirli olsun diye biraz da ailenin zoruyla memur olursun.
5.
Bu işi gerçekten isteyip
istemediğin bile önemli değildir aslında. Çünkü zorunlulukların vardır.
6.
Giyeceklerin sınırlıdır, Öyle
kafana göre giyinemezsin işe giderken. Yönetmeliğe uymak zorundasındır. Senin
nasıl biri olduğun umurlarında değildir.
Tek tip görünmem gerekir. Top sakal bile bırakamazsın, ya da biraz
makyaj yapamazsın.
7.
Hele yazın sıcağında o takımı
giymek, işe seni boğan kravatla gitmek işkenceden beterdir.
8.
Öyle özel sektörde çalışan
arkadaşların gibi maaşını ikiye katlayan, binlerce liralık zamlar alamazsın.
Alacağın zam bellidir. 50 lirayı 100 lirayı geçmez hiçbir zaman.
9.
Bazen de yapılan zamlar yüzünden
cebindeki paraya da el konulabilir. Aldığın maaştan kesinti yapılabilir. Kaşıkla
verenler kepçeyle alırlar. Zam yaptım deyip sizi bir üst vergi dilimine sokar,
elimizdekini de alırlar...
10. 'Ne uzayıp ne kısalır' teriminin canlı
örneğisindir. Hiçbir zaman çok paralar kazanıp zengin olamayacağını bilirsin. Ama
her geçen gün aslında daha da fakirleşirsin...
11. Emekli olayım da bari emeklilik
primi alayım diye 40 yıl bu şekilde çalışırsın. Hayallerini o emeklilik gününe
göre şekillendirirsin. Ama tabii birileri çıkar belki bundan 30 sene sonra
alacağın prime bile göz diker, umutlarını yitirirsin.
12.
Gün içinde o kadar çok insanla
iletişim halinde olursun ki bir noktadan sonra boş gözlerle etrafına bakmak
zorunda kalırsın.
13. Bir de üstelik ne yapsan kimseye
beğendiremezsin. Yardımcı olmaya çalıştığın insanların yüzünde hep bir
memnuniyetsizlik hep bir nefret vardır.
14.
Biraz sesini çıkarıp kendini
savunmaya çalışsan, "Sen kimsin?! Senin maaşın benim vergilerimle ödeniyor!"
çıkışıyla karşılaşırsın. Sanki sen işini yaptığın için değil de; onun isteğiyle
orada çalışıyormuşsun, para alıyormuşsun gibi davranırlar.
15. Başımı sokacak bir evim olsun artık kiradan
kurtulayım desen, maaşının yarısından çoğunu versen de 20 senede o evin
kredilerini zor bitirirsin. Başımı sokacak bir evim olsun artık kiradan
kurtulayım desen, maaşının yarısından çoğunu versen de 20 senede o evin
kredilerini zor bitirirsin.
16. Bu süre boyunca da yediğinden içtiğinden kısar
öyle geçinmeyi denersin.
17. Seninle aynı okuldan mezun olup biraz aile
desteği sayesinde patron olan arkadaşın arabasını değiştirip üst modelini
almayı düşünürken; Sen de bu hafta akbile 10 lira mı yükletsem 20 lira mı
yükletsem diye düşünüp durursun.
18. Öyle tek bir yere bağlı kalıp istediğin
şehirde de çalışamazsın. Oradan oraya sürüklenir, görev verilen yerde hizmet
etmeye çalışırsın.
19. Ayrıca memur olmak sorumluluk ister, hayatı
biraz da diken üstünde yaşarsın
Haksızlıklar karşısında sesini çıkarmaya çalışsan,
geçinemiyorum ek iş yapayım desen memuriyetinden uzaklaştırılırsın...
Tüm bu zorlukların yanında bir de diğer insanlar
tarafından "Rahat", "Bir eli yağda, bir eli balda" diye
yaftalanırsın. Onlara bir türlü derdini anlatamazsın...
0 yorum:
Yorum Gönder